Filistin Caddesi., Beyaz Zambaklar Sokak., No:6/7, Gaziosmanpaşa, Çankaya, Ankara

0312 466 44 44


Taksirle Yaralama Suçu Cezası

Taksirle Yaralama Suçu Cezası Nedir.Ankara ceza avukatı-Taksirle Yaralama Suçu, Cezası ve Nitelikli Halleri Atabay & Kaya Hukuk bürosu olarak siz değerli okuyucularımıza Türk Ceza kanunundaki hukuki boyutunu anlatacağız.

Taksirle Yaralama Suçu, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 89. maddesinde düzenlenmiştir.

Taksirle Yaralama Suçu Cezası Taksir, dikkatsizlik, tedbirsizlik, meslekte acemilik ya da düzene, buyruklara ve talimata uymazlıktan doğan kusurlu olma hali olarak tanımlanmaktadır.

Atabay Hukuk bürosu olarak taksirle yaralama nedir? Taksirle yaralama ise dikkatsizlik, tedbirsizlik, ihmal,meslekte acemilik ya da düzene, buyruklara ve talimata uyulmaması sebebi ile bir kimsenin yaralanmasına amacıyla olunmasıdır. Taksirle yaralama suçunun en çok karşılaşıldığı durumlar trafik kazalarından, iş kazalarından ve doktor hatalarından kaynaklanan yaralanmalardır. Belli faaliyetlerde tespit edilen kimselerin başkalarına zarar vermemek amacıyla bir grup önlemler alması ve birtakım hareket kurallarına uymaları zorunludur. Bu kurallar toplum olarak hayata zorunluluğundan doğabileceği gibi, devlet müdahalesiyle de varlık kazanmış olabilirler. Ayrıksı bir kusurluluk şekli olan taksirli suç bu kuralların ihlal edilmesi neticesi belirir, fail tedbirli ve öngörülü davranmadığı amacıyla cezalandırılır. Bu bakımdan sorumluluğun sebebi, öngörebilme imkân ve ödevinin varlığına karşın sonuca iradî bir hareketle amacıyla olmaktır.

Taksirle Yaralama Suçu Cezası 5237 sayılı TCK’nın 89. maddesinin birinci fıkrasına göre, taksirle başkasının bedenine acı veren ya da sağlığının ya da algılama yeteneğinin bozulmasına namacıyla olan kişi, üç aydan bir yıla kadar hapis ya da adlî para cezası ile cezalandırılacaktır.

Nitelikli Haller

Maddenin ikinci fıkrasında, cezanın artırılmasına namacıyla olan bir kısım durumlar düzenlenmiştir. Buna göre taksirle yaralama;

Duyularından ya da organlarından birinin fonksiyonunun sıksık zayıflamasına,
Vücudunda kemik kırılmasına,
Konuşmasında sıksık zorluğa,
Yüzünde sabit ize,
Yaşamını tehlikeye sokan bir duruma,
Gebe bir bayanın çocuğunun zamankinden evvelce doğmasına, namacıyla olmuşsa ceza yarı oranında artırılacaktır.
Maddenin üçüncü fıkrasında, cezanın artırılmasına namacıyla olan başkaca bir kısım durumlar düzenlenmiştir. Burada belirti edilen yaralanmalar ikinci fıkradaki yaralanmalarda daha ağır niteliktedir. Buna göre taksirle yaralama;

İyileşmesi imkanı bulunmayan bir hastalığa ya da bitkisel hayata girmesine,
Duyularından ya da organlarından birinin fonksiyonunun yitirilmesine,
Konuşma ya da çocuk yapma yeteneklerinin kaybolmasına,
Yüzünün sıksık değişikliğine,
Gebe bir bayanın çocuğunun düşmesine, namacıyla olmuşsa, birinci fıkraya göre tespit edilen ceza, bir kat artırılacaktır.
Maddenin dördüncü fıkrasına göre, fiilin aniden çok bireyin yaralanmasına namacıyla olması hâlinde, altı aydan üç yıla kadar hapis cezasına hükmolunacaktır.

Beşinci fıkraya göre, taksirle yaralama suçunun soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlıdır. Fakat, birinci fıkra kapsamına giren yaralama hariç, suçun şuurlu taksirle işlenmesi halinda şikâyet aranmayacaktır. Şikâyet zamanı altı aydır ve bu vakit suçun işlenmesinden ve failin öğrenilmesinden itibaren başlayacaktır.

Bilinçli Taksir

Burada şuurlu taksir kavramına değinmekte yarar vardır. Bilinçli taksir, neticenin gerçekleşmesini istemeyen failin, hareketinin tipe uygun, hukuka aykırı bir sonuca namacıyla olma ihtimalini öngörmesine karşın, hareketine devam ederek neticeyi ortaya getirmesidir. Basit taksir ile şuurlu taksir arasındaki ayırıcı ölçüt; taksirde failin öngörülebilir nitelikteki neticeyi öngörememesi, şuurlu taksir halinda ise bu neticeyi öngörmüş olmasıdır. Hukuka aykırı neticeyi öngördüğü durumda gerçekleşmeyeceğine güvenen ve bu güvenle hareketini devam ettiren failin söz hususu güveninin dayanağı, talih, bilgi, yetenek, tecrübe vb. gibi detaylı etkenler olabilir. Yaralama eyleminin şuurlu taksirle işlenip işlenmediği hususunun belirlenmesi her hadise amacıyla ayrı ayrı incelenmesi gereken bir durumdur. Fakat yerleşmiş Yargıtay yerleşik içtihatları kırmızı ışıkta geçilmesi sebebi ile ortaya gelen yaralamalarda genel olarak şuurlu taksirin var bulunduğu yönündedir. Yaralama eyleminin şuurlu taksirle işlenmesi halinda TCK m. 22/3’e göre verdiği ceza üçte birinden yarısına kadar artırılacaktır.

Ceza davaları ile ilgili olarak Ankara Ceza Avukatı başlıklı yazımızı inceleyebilirsiniz.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Ready To Start New Project With Intrace?

Lorem ipsum dolor sit amet, consectetur adipiscing elit, sed do eiusmod tempor incididunt ut labore et dolore magna aliqua.