Filistin Caddesi., Beyaz Zambaklar Sokak., No:6/7, Gaziosmanpaşa, Çankaya, Ankara

0312 466 44 44


Boşanma Davası Nasıl Açılır? Aile Hukuku Ankara Boşanma Davası Nasıl Açılır?

Atabay Aile Hukuku, aileye ilişkin konularla ilgilenen, medeni hukukun kapsamı içinde yer alan bir hukuk dalıdır. Aile hukukunun başlıca konuları; nişanlanma, evlenmenin koşulları ve hükümleri, boşanmanın koşulları ve sonuçları, mal rejimleri, aile konutu, velayet, çocuğun nafaka hakkı, soybağı, tanıma, evlat edinme, yardım nafakasıdır. Kadın hakları ve çocuk hakları gibi konular ayrı inceleme alanı oluştursa da aile hukukunun kapsamı alanı içinde değerlendirilmelidir.

Anayasamızın 41. maddesine göre; Aile, Türk toplumunun temelidir. Devlet, ailenin huzur ve refahı ile özellikle ananın ve çocukların korunması için gerekli tedbirleri alır. Her çocuk, korunma ve bakımdan yararlanma, yüksek yararına açıkça aykırı olmadıkça, ana ve babasıyla kişisel ve doğrudan ilişki kurma ve sürdürme hakkına sahiptir.

Nişanlanma Nedir?

Nişanlanma, Türk Medeni Kanunu’na göre tarafların birbirlerine karşılıklı yazılı veya sözlü olarak kendi serbest iradeleriyle evlenme vaadinde bulunmalarıdır. Nişanlanan tarafların ayırt etme güçleri (temyiz kabiliyeti) olmak zorundadır.

Taraflar isterlerse tek taraflı irade beyanı veya karşılıklı anlaşma ile nişanı bozabilir. Nişan, bir evlilik olmayıp evlilik vaadidir. Nişanlılık, taraflara evliliğin verdiği yakınlığı, birlikte yaşama hakkını ve evlilikten doğan yetki ve hakları vermez. Nişanlılık, evlilik öncesi evliliğe hazırlık döneminin adıdır.

Nişanı bozma ise bozucu yenilik doğuran irade beyanıyla kullanılan bir haktır. Nişanın haklı bir sebep olmaksızın bozulması veya bozulmasına sebebiyet verilmesi halinde buna neden olan tarafın tazminat ödemesi gerekir. Buradaki haklı sebep, TMK’da açıkça tanımlanmamıştır. Ancak hangi durumların haklı sebep teşkil edip etmeyeceğine dair birçok yargı kararı mevcuttur. Yargıtay kararlarına göre; sadakatsizlik, şiddet, hakaret, içki ve kumar düşkünlüğü, nişanlısının ailesine saygısız, seviyesiz davranma, yüz kızartıcı bir suçtan mahkumiyet, evliliğin ön hazırlıklarına karşı tam ilgisizlik, nişanlıya ilgisiz davranma gibi durumlar nişanın bozulmasında haklı neden teşkil eder.

Evlenme Nedir?

Evlenme, iki kişinin aile kurmak üzere kanunların uygun gördüğü şekilde tarafların bir araya gelmesidir.

Kesin Olmayan Evlenme Engelleri Nelerdir?

1593 sayılı Umum-i Hıfzısıhha Kanunu’nun 123 maddesi uyarınca; frengi, belsoğukluğu ve yumuşak şankr ve cüzzama ve bir marazı akliye müptela olanların evlenmesi memnudur. Bu hastalıklar usulü dairesinde tedavi edilip sirayet tehlikesi geçtiğine veya şifa bulduğuna dair tabip raporu ibraz olunmadıkça musapların nikahları aktolunmaz. 124. maddeye göre ise; İlerlemiş sari vereme musap olanların nikahı altı ay tehir olunur. Bu müddet zarfında salah eseri görülmezse bu müddet altı ay daha temdit edilir. Bu müddet hitamında alakadar tabipler her iki tarafa bu hastalığın tehlikesini ve evlenmenin mazarratını bildirmeğe mecburdur. Bunlar kesin olmayan evlenme engelleridir.

Boşanan kadının yeniden evlenmesi için bekleme süresi (İddet Müddeti) TMK 132 maddesi uyarınca evliliğin sona erdiği tarihten itibaren      300      gün geçmesi gerekir. Pandemi döneminde bu sürede değişiklik bulunmamaktadır.

Evlenmenin İptali Davası Nedir? Nasıl Açılır?

Evlenmenin iptali davası açma süresi TMK 152      maddesi uyarınca iptal sebebinin öğrenildiği veya korkunun etkisinin ortadan kalktığı tarihten itibaren 6 ay, her halde evlenmenin iptali davası açma azami süresi evlenme tarihinden itibaren 5 yıldır. Pandemi döneminde bu süreler uzamıştır.

Boşanma Davası Nedir? Ankara Boşanma Davası Nasıl Açılır?

Evlilik, yasal boşanma sebepleri varsa anlaşmalı veya çekişmeli boşanma davası açılarak ancak hâkim kararı ile sona erdirilebilir. Boşanma davası, aile mahkemesinde diğer özel hukuk davalarından farklı usul kuralları uygulanarak yürütülen bir dava türüdür. Boşanma davasının açılması ile birlikte, nafakamaddi ve manevi tazminat, ev eşyalarının paylaşımı vb. gibi boşanmanın eki niteliğindeki hukuki sorunların da çözülmesi gerekir. 

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’na göre boşanma davası iki şekilde açılabilir:

  • Çekişmeli boşanma davası,
  • Anlaşmalı boşanma davası,

Anlaşmalı boşanma davası (TMK 166/3) için Kanun’un aradığı bir yıllık sürede bir değişiklik söz konusu değildir. Burada evlilik ilişkisinden kasıt, taraflar arasında yapılan resmi nikahtan itibaren en az bir yıllık bir sürenin geçmiş olmasıdır. Dolayısıyla 1 yıl dolunca dava açılabilir, engel bir durum yoktur.

Tarafların boşanma iradelerini hâkim huzurunda bizzat açıklamaları gerekmektedir. Boşanma, kişiye sıkı sıkıya bağlı haklardan olduğu için boşanma avukatının tarafların yerine geçerek boşanma iradesini açıklaması mümkün değildir. Pandemi var o zaman avukat gelsin asil yerine beyanda bulunsun denilemez.

Çekişmeli boşanma davası ise;

  • Genel boşanma sebepleri:Örneğin, geçimsizlik, mizaç uyuşmazlığı nedeniyle tartışma, hakaret, şiddet, güven sarsıcı davranışlar, evlilik yükümlülüklerini yerine getirmeme gibi sınırsız sayıda neden genel boşanma nedenleri olarak kabul edilir.
  • Özel boşanma sebepleri:Kanunda sınırlı sayıda sayılmış olan özel boşanma sebeplerine dayanan boşanma davaları şunlardır:
    • Zina (aldatma) nedeniyle boşanma davası (TMK m. 161),
    • Hayata Kast, Pek Kötü veya Onur Kırıcı Davranış nedenleri ile boşanma davası (TMK m. 162),
    • Suç İşleme ve Haysiyetsiz Hayat Sürme sebepleri ile boşanma davası (TMK m. 163),
    • Terk Sebebiyle boşanma davası (TMK m. 164),
    • Akıl Hastalığı sebebiyle boşanma davası (TMK m. 165).

Özel boşanma sebepleri ile genel boşanma sebepleri farklı hukuki sonuçlar doğurur. Bir evlilikte özel boşanma sebepleri varsa, davacı, karşı tarafın kusurlu olup olmadığını ispatlamak zorunda değildir, yalnızca özel bir boşanma sebebi olduğunu ispatlaması yeterlidir. Halbuki genel boşanma sebepleri varsa boşanma kararı verilebilmesi için hem davacı hem de davalı birbirinin kusurunu ispatlamak zorundadır.

Zina (aldatma) nedeniyle boşanma davası (TMK m. 161) nedir?

Zina; eşlerden birinin, karşı cinsten eşi dışında biri ile kurduğu cinsel ilişki anlamına gelmektedir. Zina, aile birliğinde eşlerin birbirlerine karşı sadakat yükümlülüklerinin açık bir ihlalidir.

Zina sebebi ile çekişmeli boşanma davası açma süresi, diğer eşin zina olayını öğrenmesinden itibaren altı ay ve her halükarda zina eyleminin bitmesinden itibaren beş yıldır. Bu süre hak düşürücü bir süredir. Hak düşürücü süre geçtikten sonra sadece zina sebebine dayalı olarak açılacak boşanma davalarının reddi gerekmektedir. Pandemi döneminde bu süreler uzamıştır.

Hayata Kast, Pek Kötü veya Onur Kırıcı Davranış nedenleri ile boşanma davası (TMK m. 162) Nedir?

Hayata Kast: bir eşin diğer eşin yaşam hakkına karşı yönelik kasıtlı fiillerinin tamamını kapsar.

Pek Kötü Muamele: Eşe eziyet veren, acı çektiren bedeni ve ruhsal sağlığını bozan davranışlardır. Örneğin; dövme, mahzene kapatma, aç ve susuz bırakma, işkence etme gibi hareketler pek kötü muamele olarak kabul edilmektedir.

Onur Kırıcı Davranış: Yargıtay içtihatlarında ağır derecede onur kırıcı hareket olarak kabul edilen bu eylemin, eşi, toplum nezdinde aşağılama, küçük düşürme, hakarette bulunma ve sövme olarak ortaya çıkmaktadır.

Hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış sebebi ile dava hakkı eşin boşanma sebebini öğrenmesinden başlayarak altı ay ve herhâlde bu sebebin doğumunun üzerinden beş yıl geçmekle dava hakkı düşer. Pandemi döneminde bu süreler uzamıştır.

Suç İşleme ve Haysiyetsiz Hayat Sürme sebepleri ile boşanma davası (TMK m. 163) Nedir?

Küçük düşürücü suç işlenmesi veya haysiyetsiz hayat sürme hukuki sebeplerine dayalı boşanma davası her zaman açılabilir, herhangi bir süreye tabi değildir.

Terk Sebebiyle boşanma davası (TMK m. 164) Nedir?

Terk nedeniyle boşanma davası için; ortak konutun sayılan sebeplerden biri ile terk edilmesi; eşlerden birinin evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerini yerine getirmemek maksadıyla ortak konutu terk etmesi, başka bir sebep ile ortak konutta bulunmayan eşin haklı bir sebebi olmadan ortak konuta dönmemesi, eşlerden birinin diğerini ortak konutu terk etmeye zorlaması, eşlerden biri, diğer eşin, haklı bir sebep olmaksızın ortak konuta dönmesini engellemesi yanında terkin en az altı ay kesintisiz sürmüş ve halen devam etmekte olması, usulüne uygun olarak ihtar yapılmasına rağmen terk eden eşin haklı sebebi olmadan ortak konuta dönmemiş olması şartlarının birlikte gerçekleşmesi gerekir.

Eşin terk eylemi üzerinden en az dört (4) ay geçmiş olması gerekir. İhtarda, ihtara 2(iki) ay içinde uyulması, aksi durumda bunun doğuracağı sonuçların neler olduğu açıklanmalıdır. Terk sebebi ile gönderilen ihtarnamenin samimi olması gerekir. İhtar süresi uzama dönemi içine denk gelirse pandemi nedeniyle eve dönüş ihtar süresi uzar.

Terk, evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerini yerine getirmemek maksadı ile yapılması gerekir. Korona virüs, karantina, sokağa çıkma yasağı gibi zorunlu nedenle veya geçici olarak ya da diğer eşin rızası ile ortak konuttan ayrılan eş terk etmiş sayılmaz (askere gitmek, tedavi için başka şehre gitmek vs). Terk nedenine dayalı boşanma davası her zaman açılabilir.

Akıl Hastalığı sebebiyle boşanma davası (TMK m. 165) nedir?

Eşlerden biri akıl hastası olup da bu yüzden ortak hayat diğer eş için çekilmez hâle gelirse, hastalığın geçmesine olanak bulunmadığı resmî sağlık kurulu raporuyla tespit edilmek koşuluyla bu eş boşanma davası açabilir.

Akıl hastalığı sebebine dayanan boşanma davası her zaman açılabilir. Herhangi bir hak düşürücü süre bulunmamaktadır.

Genel boşanma sebepleri nedeniyle boşanma davası (TMK m.166) nedir?

Ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede evlilik birliğinin temelinden sarsılması halinde, eşlerden her biri çekişmeli boşanma davası açabilir. Genel boşanma sebepleri sayısızdır; eşlerin aile bireylerine kötü davranması ve hakaret etmesi, güven sarsıcı davranışlar, aşırı borçlanma sebebi ile icra takibine maruz kalma, eşlerin çocuklarının bakımı, eğitimi vs. ilgilenmemesi vs.

Korona virüs, boşanma sebebi midir?

Korona virüsün; tüm dünyada yeni ortaya çıkmış bir bulaşıcı salgın, pandemi olduğu, bu virüse yakalanıp tedavi sonucu taburcu edilen hastalardan ve bilim insanlarının beyanlarından tedavi imkanının bulunduğu anlaşılmaktadır. Dolayısıyla korona virüs, kural olarak boşanma sebebi değildir.

Korona virüse bağlı aile hukukunu ilgilendiren durumlar henüz yargı içtihatlarına yansımamıştır.  Ancak eşlerden biri bu virüse yakalanıp tedavisi için gerekenleri yapmayarak tedaviden kaçınırsa o zaman mevcut hastalığın mahiyeti nedeniyle evlilik birliğinin diğer eş için çekilmez hale gelmesi ve boşanma gündeme gelebilir. Ki bu durumda taraf delillerinin tümü birlikte ele alınıp her somut olayda ayrıca ve etraflıca değerlendirilmesi gerekir. Bu virüsün yayılmasını önlemek için, genel olarak yetkili mercilerce belirtilen tedbirlere uymamak, zorunlu olmadıkça dışarı çıkmak, karantina kurallarına uymamak suretiyle eşin ve ailenin sağlığını tehlikeye atmak gibi davranışlar sonucunda ailede bulaşıcı hastalık tespit edilmesi ve bunun eşin eylemi ile illiyetinin tespit edilmesi durumunda boşanmaya neden olan olay, kusur olarak değerlendirmek mümkündür. Mahkemece duygusal şiddet olarak ifade edilen durumun gerçekleşip gerçekleşmediği belirlenmelidir. Gerçekleştiği sonucuna varılır ise o zaman boşanma koşullarının da oluştuğu kabul edilmelidir.

Kanunda açıkça boşanma sebebi olarak sayılmayan toplumda görülen birçok olayın Yargıtay kararlarında boşanmaya neden olan kusurlu davranış olarak belirtildiğini görmekteyiz. Aıds gibi cinsel yolla bulaşan hastalıklar da boşanma davasına konu edilebilir. Burada eşin veya çocukların sağlığı için ciddi bir tehlike ya da çocuklara bulaşabilecek bir hastalığa sahip olma ve bunun tedavisinin mümkün olmaması durumunun resmi sağlık kurulu raporuyla tespiti hali boşanma sebebi olarak değerlendirilebilir. Tedavisi mümkün olan bir hastalık tek başına boşanma sebebi olarak kabul edilemez.

Devamlı evde kalma hali, özgürlük ve serbest dolaşım alanının kısıtlanması, iletişimin azalması, ailemiz ve eşimiz ile devamlı bir ara da bulunma, diğer bir kısım sosyalleşme ihtiyacımızın giderilmemesi gibi durumlar bizi daha depresif ve daha öfkeli, daha tahammülsüz biri yapabilir. Bu süreçte olabildiğince aile içinde duygularımızı paylaşarak, azami tolerans ile muamele yapmak suretiyle pandemi dönemini atlatmak önemlidir.

Ortak hayatın yeniden kurulamaması nedeniyle boşanma davası (TMK m.166/4) nedir?

Boşanma sebeplerinden herhangi biriyle açılmış bulunan davanın reddine karar verilmesi ve bu kararın kesinleştiği tarihten başlayarak üç yıl geçmesi hâlinde, her ne sebeple olursa olsun ortak hayat yeniden kurulamamışsa evlilik birliği temelden sarsılmış sayılır ve eşlerden birinin istemi üzerine boşanmaya karar verilir. Pandemi döneminde bu süre uzamamaktadır.

Boşanma davası, eşler arasında yeni hukuki sonuçların ortaya çıkmasına neden olur. Örneğin, boşanma davasının açıldığı tarih eşler arasındaki mal rejiminin tasfiye tarihi olarak kabul edildiğinden, boşanma davasının açılmasından sonra edinilen mallar eşler arasında yapılacak mal paylaşımına dahil edilmez. Bu kapsamda boşanmak isteyen eş, pandemi süresi içinde hemen dava açarsa ve dava kabul ile sonuçlanırsa, dava tarihinden sonraki dönemde elde edeceği mallar, edinilmiş mal kapsamında kalmaz. Dolayısıyla ben sonra dava açarım şimdi mal edineyim, nasıl olsa fiilen ayrıyız gibi düşünceler mal rejiminin tasfiyesinde dikkate alınmaz.

Boşanmaya bağlı olarak doğan (maddi ve manevi tazminat, yoksulluk nafakası) davalarda zamanaşımı süresi TMK 178.       Maddesi uyarınca boşanma kararının kesinleştiği tarihten itibaren 1 yıldır. Pandemi döneminde bu süre uzamıştır.

Boşanma davası ile birlikte mahkemeden talep edilmeyen ziynet ve diğer eşyaların bedelini talep hakkı, boşanma kararının kesinleşmesinden itibaren 10 yıllık dava zamanaşımına tabidir (TBK 146, eBK md.125). Pandemi döneminde bu süre uzamıştır.

Tedbir Nafakası: Boşanma davası esnasında herhangi bir eşin veya reşit olmayan çocukların (18 yaşından küçükler) geçinmesini temin etmek üzere mahkeme tarafından dava sonuna kadar geçerli olmak üzere tedbiren hükmedilen nafakadır.

İştirak Nafakası (Katılım Nafakası): Boşanma davasının kesinleşmesinden sonra velayet kendisinde olmayan eşin, çocuğun giderlerine mali güçü oranında katılması (iştirak etmesi) için hükmedilen nafakadır. 

Yoksulluk Nafakası: Evliliğin boşanma kararı ile sona ermesi sebebiyle yoksulluğa düşecek eş lehine, diğer eş aleyhine hükmedilen nafakadır.

Ankara Boşanma Davası Nasıl Açılır?

Ankara boşanma davası Sıhhiyede bulunan Ankara Adliyesi Aile Mahkemeleri nezdinde açılmakta olup yukarıda anlatılan sebeplerin varlığı halinde tarafların boşanma davası açma hakkı bulunmaktadır.

Ankara Boşanma Avukatı olarak Çankaya Boşanma Avukatı, Batıkent Boşanma Avukatı, Beytepe Boşanma Avukatı, Keçiören Boşanma Avukatı, Yenimahalle Boşanma Avukatı, Ümitköy Boşanma Avukatı, Sincan Boşanma Avukatı olarak faaliyet göstermekteyiz. Ankara en iyi boşanma avukatı ve en iyi boşanma avukatı Ankara olarak müvekkillerimize profesyonel bir şekilde danışmanlık sunmaktayız.

Ready To Start New Project With Intrace?

Lorem ipsum dolor sit amet, consectetur adipiscing elit, sed do eiusmod tempor incididunt ut labore et dolore magna aliqua.