Filistin Caddesi., Beyaz Zambaklar Sokak., No:6/7, Gaziosmanpaşa, Çankaya, Ankara

0312 466 44 44


Ankara Ceza Avukatı Ceza Hukuku Nedir?

Atabay & Kaya Hukuk Bürosu olarak,Ankara Ceza Avukatı Ceza Hukuku Nedir? Ankara En İyi Ceza Avukatı Kimdir? En İyi Ceza Avukatlarını Sizler İçin Araştırdık.Ceza Hukuna Dair Herşey Makalemizde. Ceza hukuku en basit anlatım ile insanların hangi davranışlarının hangi koşullarda suç oluşturacağının ve bunun karşılığında kişinin nasıl bir yaptırıma maruz kalacağının düzenlendiği kurallar bütünüdür.

BİRİSİ  SUÇ İŞLERSE SÜREÇ NASIL İŞLER?

Ceza hukukunun konusunu oluşturan eylemlerin yani kanunda suç olarak tanımlanmış eylemlerin birçoğunun kamu düzenini ilgilendiren yönleri bulunup bu kapsamda yetkili soruşturma makamları (savcılıklar) herhangi bir suç işlendiğini öğrendiklerinde kural olarak kendiliğinden (resen) harekete geçerek o suçu soruşturur ve yeterli delil bulduklarında dava açarlar. Bunun tek istisnası şikâyete tabi suçlar olup kanunda (TCK’da) şikâyete tabi olduğu açıkça yazılan bu suçlarda ancak şikâyet hakkına sahip kişinin şikâyeti üzerine soruşturma  ve kovuşturma yürütülebilir. Şikayet suçun işlendiği yer savcılığına yazılı yada sözlü yapılabileceği gibi kolluğa ( polis veya jandarma) da aynı usulle yani yazılı yada sözlü olarak yapılabilir. Bu işlemler sırasında  konusunda uzman avukatların yardım alınması sürecin sağlıklı şekilde takibi adına tavsiyemizdir.

Örneğin bir kişi Ankara’da bir kişi  başka birisini silahla yaraladığında veya bir kişi uyuşturucu madde satarken yakalandığında bu suçlar şikayete bağlı olmadığından ortada herhangi bir kişinin şikayeti olmasa bile  bu suçla ilgili savcılıklar hemen harekete geçip soruşturma başlatacak, bu kişi savcının gerekli görmesi halinde göz altına alarak karakolların nezarethanesine konabilecek,  yine gerekli görülmesi halinde üzeri, evi,  arabası vs. aranabilecektir. Resen soruşturulan suçlarda kural olarak şüphelinin ifadesi ilk  kolluk (polis veya jandarma) tarafından alınmakta, sonrasında ise yetkili savcı bu kişinin ifadesini yeniden alabilmektedir. Gerek kolluktaki gerekse de savcılıktaki bu ifade  alma işlemleri sırasında suçun ceza miktarına  göre avukat bulundurulması her zaman zorunlu olmasa bile konusunda uzman bir avukat nezaretinde ifade verilmesinin fayda sağlayacağı tartışmasızdır. Bunun yanında hakarete maruz kalmış birisi hakkında soruşturma başlatılabilmesi ve yine başlatılan bu soruşturma sonunda dava açılmış ise  bu davanın devam edebilmesi için muhakkak mağdur kişinin şikayetinin var olması gerekir. Takibi şikayete bağlı suçlar bakımından kurak olarak göz altı kararı verilmez yine bu kişilerin ev, araba, işyeri gibi yerlerde kural olarak arama yapılmaz, ancak bu olmazsa olmaz bir durum olmayıp savcılıklar nadir de olsa bu kurala aykırı davranışlar sergilemektedirler. Takibi şikayete bağlı suçlarda da şüpheli ifadesi kolluk veya bizzat savcı tarafından alınabilmekte şüpheli kişinin talebi halinde kendisine devlet tarafından müdafi ( avukat) atanabilmektedir. Bu durum mağdur olan kişi içinde geçerli olup mağdurun talebi halinde de devlet mağdur kişiye de  avukat atanmaktadır.  Tavsiyemiz yukarıda da belirttiğimiz üzere şüpheli veya mağdurun böylesi bir durumla karşılaştığında konusunda uzman avukatların yardımına başvurmalarıdır.

CEZA HUKUKUNA İLİŞKİN BİLİNMESİ GEREKEN KAVRAMLAR NELERDİR?

Ceza Hukukuna ilişkin olarak okuduğumuz  kanun, yönetmelik, makale, mahkeme kararı vs.’nin daha rahat anlaşılabilmesi için aşağıdaki kavramların anlamlarının muhakkak bilinmesi gerekir. Bu kapsamda;

Suç: Kanunda tanımı yapılmış hukuka aykırı insan davranışını,

Kabahat: Suçlardan niteliksel olmaktan ziyade niceliksek olarak farklılık gösteren haksızlıkları,

Ceza: Suç teşkil eden bir haksızlığı işleyen ve kusurlu olan bir kimseye kusurunun ağırlığına göre uygulanan hapis veya  adli para yaptırımını,

Güvenlik Tedbiri: Kişi kusurlu olmasa bile müsadere, hak yoksunlukları, belirli bir kurumda gözetim altında tutulma gibi kanunda yazılı tedbirleri,

Şüpheli: Soruşturma evresinde, suç şüphesi altında bulunan kişiyi,

Sanık: Kovuşturmanın başlamasından itibaren hükmün kesinleşmesine kadar, suç şüphesi altında bulunan kişiyi,

Müdafi: Şüpheli veya sanığın ceza muhakemesinde savunmasını yapan avukatı,

Vekil: Katılan, suçtan zarar gören veya malen sorumlu kişiyi ceza muhakemesinde temsil eden avukatı,

Soruşturma: Kanuna göre yetkili mercilerce suç şüphesinin öğrenilmesinden iddianamenin kabulüne kadar geçen evreyi,

Kovuşturma: İddianamenin kabulüyle başlayıp, hükmün kesinleşmesine kadar geçen evreyi,

İfade alma: Şüphelinin kolluk görevlileri veya Cumhuriyet savcısı tarafından soruşturma konusu suçla ilgili olarak dinlenmesini,

Sorgu: Şüpheli veya sanığın hâkim veya mahkeme tarafından soruşturma veya kovuşturma konusu suçla ilgili olarak dinlenmesini,

Malen sorumlu: Yargılama konusu işin hükme bağlanması ve bunun kesinleşmesinden sonra, maddî ve malî sorumluluk taşıyarak hükmün sonuçlarından etkilenecek veya bunlara katlanacak kişiyi,

Suçüstü: 1-) İşlenmekte olan suçu, 2-) Henüz işlenmiş olan fiil ile fiilin işlenmesinden hemen sonra kolluk, suçtan zarar gören veya başkaları tarafından takip edilerek yakalanan kişinin işlediği suçu, 3-) Fiilin pek az önce işlendiğini gösteren eşya veya delille yakalanan kimsenin işlediği suçu,

Toplu suç: Aralarında iştirak iradesi bulunmasa da üç veya daha fazla kişi tarafından işlenen suçu,

Disiplin hapsi: Kısmî bir düzeni korumak amacıyla yaptırım altına alınmış olan fiil dolayısıyla verilen, seçenek yaptırımlara çevrilemeyen, önödeme uygulanamayan, tekerrüre esas olmayan, şartla salıverilme hükümleri uygulanamayan, ertelenemeyen ve adlî sicil kayıtlarına geçirilmeyen hapsi,ifade eder. Bu kavramlar yukarıda da anlatıldığı üzere ceza hukukuna ilişkin başta ceza kanunu olmak üzere bir kaynağı veya önümüze gelen bir mahkeme kararını daha rahat anlamamız için bilmemiz gereken temel tanımlardır. Kendisini bir şekelde adli bir olayın içinde bulan kişiler yukarıdaki bu tanımlardan faydalanarak  kendi durumları hakkında bir kanaate ulaşsalar bile başına adli bir olay gelmiş kişilere tavsiyemiz muhakkak konusunda uzman avukatlardan danışmanlık almalarıdır.

CEZA HUKUKUNA HAKİM OLAN TEMEL İLKELER NELERDİR?

1-) Kanunsuz Suç ve Ceza Olmaz İlkesi: Bu ilkeye Anayasamızın 38. Maddesinde ve TCK’nın 2/1. Maddesinde yer verilmiş olup en basit anlatım ile suç sayılan fiillerin (eylemlerin)  ve bunlarla ilgili yaptırımların (ceza veya güvenlik tedbirlerinin)  önceden kanun tarafından açıkça belirlenmesi anlamına gelir.

2-) Örf ve Adete Dayalı Cezalandırma Yasağı: Bu kurala göre, kişi örf ve âdet hukukuna dayalı olarak cezalandırılamayacağı gibi kanunda öngörülenden daha ağır biçimde de cezalandırılamayacaktır.

3-) Belirlilik İlkesi: Bu ilke genel olarak belirsiz ceza kanunları yapma yasağını ifade etmektedir. Buna göre suç tanımları ve hukuki sonuçlarının, çok genişletilebilir kavramlardan kaçınılarak mümkün olabildiğince net bir biçimde yapılması ve ceza miktarlarına ilişkin alt ve üst sınır aralığının aşırı biçimde açık olmaması gerekir.

4-) Kıyas Yasağı:  Kıyas, bir olaya ilişkin hukuk kuralının kanun tarafından düzenlenmemiş benzer bir olaya uyarlanması olup ceza hukukunda kıyas yapılamaz.  Eğer caza kanunlarında herhangi bir boşluk varsa kanunilik ilkesi gereğince bu boşluk ancak kanun koyucu tarafından giderilebilir. Kıyas yasağı  5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 2/3. maddesinde açıkça düzenlenmiştir.

5-) Geçmişe Yürüme Yasağı: Bu ilke  işlendiği zaman suç teşkil etmeyen bir eylemin yeni çıkarılan bir kanun ile suç sayılması halinde  kişilerin önceki eylemlerinden ötürü cezalandırılamayacağı  anlamına gelir. Aynı şekilde işlendiği zamanki kanunda daha az ceza yaptırımı gerektiren bir fiil hakkında önceki kanunda öngörülen yaptırımdan daha ağır bir yaptım öngören yeni bir kanun yapılsa da  daha fazla cezayı içerir bu yeni kanun geçmişe yürütülerek uygulanamaz.

6-) İdarenin Düzenleyici İşlemleriyle Suç ve Ceza Koyma Yasağı: Buna göre suç ve ceza, ancak TBMM’nin yasama tasarrufuyla konulabilecektir. Bu yetki hiçbir şekilde idareye (bakanlık, valilik, kaymakamlık, belediye başkanlığı vs)  devredilemez. Diğer bir anlatım ile  yürütme organları tarafından çıkarılan, cumhurbaşkanlığı kararnamesi, tüzük, yönetmelik, genelge gibi idarenin düzenleyici işlemleriyle suç düzenlenemez ceza veya güvenlik tedbiri koyulamaz.

7-) Kusur İlkesi: Bu ilke işlenen bir suç nedeniyle kişinin ancak kusurlu olması halinde cezalandırılabileceğini ifade eder. Kişinin işlediği suçla bağlantılı olarak kusurlu olmaması halinde (örneğin kusur yetenekleri olmayan akıl hastalarının suç işlemesi)  kişi hakkında yalnızca güvenlik tedbirlerine başvurulabilir.

Yukarıda sayılan bu ceza hukuku ilkeleri milyar yıllık insanlık tarihinin ortak tecrübeleri ürünüdür. Diğer bir anlatım ile bu ilkeler bir kaç insanın  kısa süreli düşüncesi mahsulü  olmayıp  doğruluğu tecrübelerle ispatlanmış  tartışmasız kurallardır. Hal böyle olmasına rağmen bu ilkelerin uygulanması sırasında uygulayıcılar tarafından (savcılık ve mahkemeler)  sıkça hatalar yapılmaktadır. Uygulayıcıların yaptıkları bu hataların yansıması çoğu kez telafisi güç zararların doğmasına neden olabilmekte olup bu zararların bertarafı  adına konusunda uzman avukatların bilgi ve tecrübesine başvurulmasının en doğru davranış olacağı tartışmasızdır.

Ready To Start New Project With Intrace?

Lorem ipsum dolor sit amet, consectetur adipiscing elit, sed do eiusmod tempor incididunt ut labore et dolore magna aliqua.